İletişim Fakültesi
“Türkiye medyandan utanma”
Doğuş Yayın Grubu tarafından ilki geçen yıl düzenlenen, konuşmacıları ve katılımcılarıyla sektörde heyecan yaratan Yeni Medya Düzeni Konferansı’nın ikincisi ‘Oyunda Kal’ ana temasıyla 5 Ekim’de İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda Jullian Assange, Jimmy Wales ve Brian A. Wong’un katılımıyla gerçekleşti. Konferansı izleyen İletişim Fakültesi öğrencisi Nilay Aygün anlatıyor…
Konferansa internet üzerinden katılan Assange, Oğuz Haksever moderatörlüğünde soruları cevapladı. (Fotoğraf: Nilay Aygün)
Doğuş Medya tarafından ikincisi düzenlenen ‘Yeni Medya Düzeni’ konferansını izlemek üzere Lütfi Kırdar’daydık. Sabah 9’dan akşam 6’ya kadar sürecek konferansta odak noktamız diğer katılımcılar gibi Julian Assange’di. Konferansa katılım oldukça yoğundu, herkesin boynunda renkli kimlik kartları; kırmızı, mavi, sarı ve yeşil. Her renk oturma düzenini gösteriyordu. Kırmızı kimlikler en ön sırada, mavi ve yeşil orta, sarı renk de en arka tarafta. Kırmızı bölüm için 850 TL, mavi bölüm için 650 TL ve sarı bölüm için 100 TL ödüyorsunuz.
Sarı bölüm öğrenci bileti olarak satılıyordu ama açıkçası hangi rengi satın almış olduğunuz konferans sırasında pek de önemli değildi. Arkadaşımla sarı bölümden iki kişilik yer ayırtmış olmamıza rağmen bize mavi kimlik verdiler ve nasihatta da bulunmayı ihmal etmediler; “Elimizde sarı kimlikler kalmadı o yüzden size mavi kimlik vermek zorundayım. Lütfen konferansa arka kapıdan giriş yapın.” Başta kendimizi ‘nasihata’ uymak zorundaymış gibi hissettiysek de içeriye girdiğimiz anda bütün düzenin alt üst olduğunu gördük. Ne kadar ödediğinizin hiçbir anlamı kalmamıştı o an, ‘mavi kimlikli öğrenciler’ olarak ilk işimiz hemen orta kısma doğru ilerlemek oldu.
Kaplumbağa hızındaki internet
Konferansın ikinci fiyaskosu ‘can çekişen’ internet bağlantısıydı. Globalleşen medya düzeninden bahsederken konferans sırasında Twitter’a girebilmek için yaklaşık altı dakika uğraştığımı hatırlıyorum. Acaba benim beceriksizliğim mi derken Cüneyt Özdemir’in de Twitter üzerinden konferansta olduğunu okudum. Özdemir de internet konusunda hayal kırıklığı yaşamış, dakika başı sitem dolu mesajlar atıyordu takipçilerine. Yeni Medya Düzeni 2011, Doğuş Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erman Yerdelen’in açılış konuşmasıyla başladı ve ardından Wikipedia’nın kurucusu Jimmy Wales sahneye geldi, Wikipedia hakkındaki konuşmalarına başladı. Wales, Wikipedia’nın bedava içerik sunan ve gönüllülerin toplandığı bir platform olma özelliği taşıdığından bahsediyor ve Wikipedia için ‘ansiklopedi’ tanımını yapıyordu. Bilgi yayılımına katkıda bulunmak isteyen herkesin, düzenlediği içerikleri editleyerek, dünya üzerinde milyonlarca kişiye ulaştırma rüyasını Wikipedia ile başardığını da sözlerine ekledi Wales ve 2012 hedeflerinde “Hindu dillerinde yayılmak” olduğunu da söyledi.
Jimmy Wales’in ardından DFJ Network – Risk Sermayesi Yatırımcısı Tim Draper ‘Fikrim var, param yok!’ diyenler için konferansa video bağlantı ile katıldı. Sanal deneyimlerle ilgili birçok deneyimin var olduğunu söyleyen Draper, Facebook, Google ve Yahoo’ya zamanında yatırım yapmadığı için pişman olmadığını da konferanstaki izleyicinin sorusu üzerine cevaplandırdı.
Bu arada gerek öğle yemeği olsun gerekse kahve molaları olsun oldukça iyi ağırlandığımızı söyleyebilirim. Ayrıca ortam da çok hoştu. İletişim sektöründen neredeyse binlerce insan oradaydı. Ayak üstü yapılan sohbetler de ortamda samimi bir hava yarattı.
Heyecan dorukta!
Öğle yemeğidir kahve molasıdır derken saatler Assange’ın konuşma yapacağı zamana yaklaştı. Oğuz Haksever sahneye çıktı ve Assange ile söyleşi yapacak olmasından dolayı ne kadar heyecanlı olduğunu dile getirerek video konferansını başlattı. Assange’nin yüzü görünür görünmez salonda ıslıklar ve alkışlar koptu. Salon sakinleşince Assange konuşmasına, “Ev hapsinde olmasaydım Türkiye’ de olmayı çok isterdim” diyerek başladı. Assange yaklaşık 498 gündür ev hapsinde olduğundan bahsetti. Bu arada gözüm Assange’ın arkasında duran kitaplığındaki bir kitaba çarptı; Guantanamo. Aklıma Assange’ınn avukatı olan Geoffery Robertson’un Assange’ın İsveç’e iade edilmesi durumunda ABD’ye gönderileceği ve burada da Guantanamo cezaevine konulabileceği geldi.
“Türkiye medyasından utanmasın”
“Bazı gerçekler o kadar ağırdır ki, adeta insanın kaburga kemiklerini kırar” dedi Assange konuşmasını sürdürürken. “Çocuğa gerçekler söylenmeli mi? Geriye dönüp baktığımda bana sorarsanız öğrendiğim şu oldu, bu her zaman açık değildi. Bugüne kadar gerçekle olan ilişkimiz son derece karışık, mali meseleler, entrikalar ve politik varlıklar içerisindeki karmaşık ilişkiler sonucunda karışık bir şekilde saklanabiliyordu. Gerçek hakikaten reform yaratmaya yeter mi? Hayır yetmez, sorun da bu. Gerçekle her şeyi değiştiremeyiz, ama gerçekle birlikte birçok şeyi değiştirme umuduna sahip olabiliriz. Bu umut birçok ülkede yeşerdi. Daha geçen hafta WikiLeaks 5. yılını doldurdu.”
Assange medyanın ne kadar güvenilir olabileceği konusunda konuşmasını sürdürürken salondakileri oldukça şaşırtan bir yorumda bulundu, “Tabi ki de Türkiye’deki medyanın da kendi içinde reforma ihtiyacı var fakat batıya kıyasla Türkiye’nin medyası daha tarafsız, Türkiye medyasından utanmasın.”
“Traşlamak”
Oğuz Haksever’ den bir soru geldi, “Wikileaks’in Türkiye’de anlaştığı kuruluş bazı belgelerı traşlamış… Bu sizde hayal kırıklığı yarattı mı?” ve salonda gülüşmeler başladı, çevirmenler şaşkın. Çevirmenler ‘traşlanmak’ sözcüğünü nasıl çevirebileceklerinin derdine düşerlerken, Haksever olaya el atarak daha anlaşılır bir şekilde soruyu sormaya çalıştı. Kısa süreli bir şaşkınlık yaşayan Assange: “Bilmiyorum ama redaksiyon amacıyla kestiklerini umud etmek istiyorum” dedi. “Türkiye ve küresel meselelerle ilgili sorular soracağım. Öncelikle Türk hükümeti ile ilgili, Amerikan dış politikası ile ilgili…” diye konuşmasına devam etti Haksever ve Assange, “300 bin civarında bir materyalden bahsedebiliriz. Sırf bu meseleyle ilgili olan yayınları düşünürsek rafların olduğu bir odayı tamamen doldurabilirsiniz. Bu kitapların ne kadarı Türkiye’yle ilgili? Daha diplomatik dalgalarla ilerliyor. 2004-2010 arasında yoğunlaşmış durumda. Türkiye, ABD tarafından bölgesel yükselen bir güç olarak algılanıyor. Güney Amerika’ya, Asya’ya veya Hindistan’a benzer bir durum. Türkiye jeopolitik bağlamda bir geçiş noktası üzerinde. Gerçekte literal bağlamda söylüyorum, coğrafik nokta Avrupa’nın Ortadoğu’yla, Asya’yla yine aynı şekilde Uzak Doğu’yla birleştiği nokta. ABD tüm bu bölgeleri etkileyebilecek bir üs olarak, cihaz gibi görüyor. Bununla ilgili son altı ayda çıkan materyallere bakın bundan hareketle bile zaten görülebilir.”
Assange, “Yine ilginç gelişmelerden biri Türkiye’de de şu; Türkiye’nin kendisini politik bağlamda bulması. Yani bir bağlam bir mantık buluyor kendi bulunduğu yerde bağımsızlığıyla ilgili. Tabii ki bu da İsrail’de alarm etkisi yaratıyor. Sadece Türkiye’yi askeri tehdit olarak algıladıklarından değil, insanların akıllarında yanlış izlenimler olabiliyor ama Türkiye daha ziyade ABD’nin kazanmaya çalıştığı bir köle gibi değil. Türkiye’nin kendi hayal dünyası, çeşitli noktalarda diplomatik temaslar vardır. Suriye’de olanlar aynı şekilde, İsrail’le ilgili kötü duygularla da alakalıdır diyebiliriz. Ancak buna rağmen umuyor ve görüyorum ki, Türkiye bu yolda büyüme yolunda, bağımsızlığını geliştirme yolunda. ABD’nin istihbarat ajanslarından tamamen bağımsızdır diyemeyiz. Şu aşamada Türkiye istenen şeye hemen cevap veren bir ülke değil, bu da gurur duyulabilecek bir nokta” dedi.
Konferansın sonunda salondakiler Assange’la video konferans yoluyla konuşmanın burukluğunu yaşıyor olsalar da yine de keyiflilerdi. Biz de yüzümüzde hoş bir tebessümle, salondan ayrıldık.
HABER |TÜM HABERLER
Mezunumuz Çağıl Saydam’ın tüm ekip üyeleri CDM’den oluşan filmi SİYAD’da yarışıyor
2020 yılı mezunumuz Çağıl Saydam’ın bitirme projesi olarak çektiği 27. Adana Altın Koza Film Festivali, 13. Uluslararası Rotary Kısa Film Festivali, 41.
CDM Bölüm Söyleşisi ve Film Gösterimi: Köken Ergun
Geçtiğimiz ay, yönetmen ve video sanatçısı Köken Ergun Sinema ve Dijital Medya Bölümü'ne konuk oldu.
4. Sınıf Öğrencimiz Ecem, Altın Koza’da Animasyon kategorisinde finalist filmler arasında yer aldı
4. sınıf öğrencimiz Ecem Çörtle, üçüncü sınıfta CDM302: Film Yapımı II dersi kapsamında ürettiği, yapay zeka temelli ve bilim-kurgu temalı "The Galactic
CDM mezunumuz Eylül Berivan Kızılırmak, Köln Medya Sanatları Akademisi'ne kabul edildi
Sinema ve Dijital Medya Bölümü mezunumuz Eylül Berivan Kızılırmak, Köln Medya Sanatları Akademisi'nin yüksek lisans programına kabul edildi.
Gelenekselleşen CDM Yıl Sonu Sergisi EPI.LOG böyle geçti
İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sergisi “FC-EX 2023” bünyesinde gerçekleştirilen Sinema ve Dijital Medya Yıl Sonu Sergisi EPI.LOG 2023, 20 – 22
İEÜ İletişim Fakültesi Danışma Kurulu üyelerimiz 22 Haziran 2023 tarihinde Fakültemizi ve Stüdyolarımızı ziyaret etti
İEÜ İletişim Fakültesi Danışma Kurulu üyelerimiz Andreas Treske, Ayşe Matay, Barbaros Görgü, Dilek Gappi, Elif Demirci İşleğen, Emine Uysal Berger, Murat Attila,
Ataberk İFSAK 43. Ulusal Kısa Film ve Belgesel Yarışması’ndan ödülle döndü
Üçüncü sınıf öğrencimiz Ataberk Eyolcu, “Thinking Beyond” filmiyle İFSAK 43. Ulusal Kısa Film ve Belgesel Yarışması’nın deneysel kategorisinden birincilik ödülüyle döndü.
’Yaratıcılık ve Yapay Zeka’ Bu Festivalde Konuşuldu
Reklam, tasarım, sinema ve yazılım gibi yaratıcı sektörlerde birçok başarıya imza atan tanınmış isimler, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin (İEÜ) düzenlediği GençYaratıcı Festivali’nde öğrencilerle buluştu.